URFA – Seçim izlenimi için 2018’de de Urfa’ya gitmiştim. Sokakları dolaştıktan sonra Balıklı Göl’de, bir çay bahçesinde mola vermiş, Urfalı gazeteci arkadaşımı aramıştım. Sesi tedirgindi ve Suruç’ta kötü şeyler olduğunu söylüyordu. Suruç’a geleyim teklifimi anında geri çevirmişti. “Burası bildiğin gibi değil” demişti.
Suruç bildiğim bir ilçe değildi ve Suruç’taki durum da hakikaten bildiğim türden değildi. Mardin yolunda takip ettiğim haberler vahşi bir katliamı duyuruyordu.
Aradan bunca zaman geçti. Katliamın müsebbiplerinden biri iktidar cenahından milletvekili dokunulmazlığını kazandı. Dosyadaki gizlilik kararı kaldırılmadı. Katliamda babası ve ağabeyi öldürülen, bir ağabeyi tutuklanan ve kendisi de yaralı kurtulan Ferit Şenyaşar, annesi Emine hanımla Urfa Adliyesi’nin önünde yıllardır Adalet Nöbeti tutuyorlar.
ADAYLAR UMUTLU
Evet, aradan bunca zaman geçti ve bu kez Yeşil Sol Parti’nin mitingini izlemek üzere Urfa’dayım. Konuşmaların yapılacağı platformun arkasında Ferit Şenyaşar da var. Özellikle gençler onunla fotoğraf çektirmek için sıraya giriyor. Şenyaşar neden burada olduğunun farkında. Ancak fotoğraf çektirirken ve zafer işareti yaparken biraz mahcup sanki. Yıllardır Adalet Nöbeti tutmak ayrı siyaset yapmak ayrı elbette. Yine de şunu söylemek mümkün: Gazete Duvar’a konuşurken herkes için adalet talebinde bulunduğunu vurgulayan Ferit Şenyaşar, siyasetin inceliklerini de kısa sürede kavramaya hazır bir zekaya, akla sahip.
Yeşil Sol Parti’nin 3’üncü sıra adayı Dilan Kunt Ayhan, önceki seçimlerde görev almış. Dolayısıyla siyasete, miting alanına vakıf ve seçmenle diyalog kurmanın inceliklerini çözmüş. Böyle bir izlenim bırakan Ayhan, Urfa’daki seçimden çok umutlu olduğunu ve AK Parti ile başa baş yarışacaklarına vurgu yapıyor.
Mithat Sancar (Fotoğraflar: Ardıl Batmaz)
‘URFA’DA ALACAĞIMIZ SONUÇ TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİDİR’
Urfa 1’inci sıra adayı olan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, etrafındaki kalabalıktan da izin isteyip, Gazete Duvar’a kısa bir açıklama yaptı. Urfa’daki seçim sürecini değerlendiren Sancar, şunları söyledi: “Urfa’da tarihimizin en yüksek oyuna ulaşacağız ve en yüksek sayıda milletvekilini çıkaracağız. İddialıyız, kararlıyız. Meydan da bunun kanıtı. Arkadaşlar 7/24 çalışıyorlar, ben de elimden geldiğince Urfa’ya katkı sunuyorum ama benim katkım takdir edersiniz ki çok sınırlı kalıyor. Ama herkes her şeyi yapıyor, herkes üstüne düşen görevi fazlasıyla yapıyor. Urfa’da alacağımız sonuç bütün Türkiye için çok önemlidir. Burada ulaşacağımız en yüksek oy oranı ve çıkaracağımız yüksek sayıda milletvekili, AKP’nin en önemli kaybı olacaktır. AKP, ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ diyordu, AKP’ye diyoruz ki, ‘Urfa’yı kaybedeceksiniz ve iktidarı kaybedeceksiniz.”
KORKUYA RAĞMEN MİTİNG KALABALIKTI
Yeşil Sol Parti’nin Urfa’da düzenlediği miting kalabalıktı, renkliydi. Yaşlılar da vardı gençler de. Gençler, her zaman olduğu gibi, sahnenin önünde yerlerini almış, sloganlarla alanı canlandırıyorlardı. Yaşlıların bir kısmı caminin gölgede kalan merdivenlerinde yer tutmuşlardı. Hem mitingi çok net görüyorlardı hem de sıcaktan korunuyorlardı.
Miting kalabalığı içinde ilerlerken Bajar’ın solist Vedat Yıldırım’ın sesi alana yayıldı. Yıldırım, “Çi rojeke pîroz e” (Kutlu bir gün) diyordu.
Birkaç adam alandan kopmuş gibi kendi aralarında sohbet ediyorlardı. “Îro rojeke pîroz e?” (Bugün kutlu bir gün mü?) diye sordum adamlara. Görmüş geçirmişliğin sakin haliyle, “Erê, rojeke pîroz e” (Evet, kutlu bir gün) dedi, küçük grubun en yaşlısı. Ona göre Yeşil Sol Parti kesin 6 milletvekili çıkaracaktı Urfa’dan.
Daha genç olanı, 7 Haziran seçiminden önce HDP’nin Diyarbakır mitinginde patlatılan bombaları hatırlatarak, “O zamandan bu yana ilk kez böyle bir miting oluyor” dedi. Mitingin pazartesi günü olması katılımı düşürmüştü ona göre. Ayrıca ilçelerden yeterince katılım olmamıştı. Bir de elbette korkudan söz etti. Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’na yapılan saldırının ardından artık bütün Türkiye’nin hissettiği bir korkudan. Mitingde görülürse işten atılma korkusu, mitinge saldırı olur korkusu, polis bir şey der, bir şey yapar korkusu. Bütün bu sıkıntılar olmasa, “Selahattin Demirtaş’ın zamanındaki miting kadar kalabalık olurdu” diye ekledi adam.
Öyle anlaşılıyordu ki Demirtaş’ın yıllardır hapis olması Urfalıların da yüreğine dert olmuştu.
Genç kadın temkinliydi, fotoğrafının çekilmesini istemiyordu ama “İnşallah en az 6 milletvekili çıkaracağız” demekten de geri kalmıyordu.
Annesi miydi, öğrenemedim, yanındaki yaşlı kadın, “Hiçbir şey sorma” diye araya girdi. “Herkes sessiz sakin sandığa gitsin ve oyunu kendisine versin” dedi.
6 MİLLETVEKİLİ SÜRPRİZ OLMAYACAK
HDP, iptal edilen 7 Haziran milletvekili seçiminde 5 milletvekili çıkarmıştı Urfa’dan. Kaotik ortamda tekrarlanan seçimde ise bir milletvekilini kaybetmişti. Ancak öyle anlaşılıyor ki Yeşil Sol Parti, HDP’nin 7 Haziran’da yakaladığı rüzgarı yakalamış ve seçimlere oldukça iddialı gidiyor.
Bunu sadece Urfalı Yeşil Sol Parti seçmeni söylemiyor elbette. Sokakta konuştuğumuz insanlar da Yeşil Sol Parti’nin 6 milletvekili çıkaracağına kesin gözüyle bakıyor. Urfa’da böyle bir sonuç, AK Parti için bir yıkım olmayacak elbette. Ancak Urfa’da milletvekili kaybetmesi, Urfa’daki gücünü koruyamadığı anlamına gelecek. Bu güç kaybını HÜDA PAR’dan gelecek oylar giderebilir mi? Urfalılara göre bu mümkün değil çünkü HÜDA PAR’ın Urfa’daki oyları çok az.
Seçime bağımsız olarak giren adayların da AK Parti aleyhine olduğu belirtiliyor. Çünkü bu adaylar, tarihleri boyunca merkez sağ partilerde ve AK Parti içinde siyaset yapan isimlerden oluşuyor. Aldıkları oy sayısı ise azımsanmayacak oranda.
CHP ve MHP’nin birer milletvekili var. İki parti de 14 Mayıs seçimlerinde hiç değilse birer milletvekili çıkarmak için çaba sarf ediyorlar. Bu iki partinin Urfa’daki en büyük rakibi ise İYİ Parti olarak gösteriliyor. İYİ Parti’nin özellikle MHP seçmeninden oy alacağı düşünülüyor.
Özetleyecek olursam: Urfa, 14 Mayıs’ta Meclis’e 14 milletvekili gönderecek. Urfa’da birbirleriyle kıyasıya yarışacak iki parti ise Yeşil Sol Parti ile AK Parti. Yeşil Sol Parti iddia edildiği gibi 6 milletvekili çıkarabilirse başarıya imza atmış olacak. AK Parti ise yine 8 milletvekili çıkarabilirse, Urfa’daki gücünü koruduğunu göstermiş olacak.
URFA’YI ANLAMAK ÇABASI
Urfa’da yaşayan gazeteci Fatma Keber, miting alanında epey yardımcı oldu bana. Miting çıkışında, depremde ağır hasar gören ve daha sonra yıkılan evinin kalıntılarını gösterdi. Deprem, onun dahil birçok insanın psikolojisini bozmuş. Ardından gelen sel felaketi de öyle.
Fatma ve arkadaşı Mehmet de seçimlerle ilgili bilgi veriyorlar. Ekonomik kriz, art arda gelen deprem ve sel felaketlerinden sonra Urfalılar faturayı yerel yönetimlere ve hükümete kesecek gibi görünüyor. Yine de aşiret bağlarının hâlâ korunduğu Urfa’da son dakikaya kadar her şeyin değişebileceği belirtiliyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise bir sürpriz beklenmiyor. Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçiminde Urfa’da galip tarafta olacak. Denildiğine göre partisi değil ama Erdoğan Urfa’daki gücünü önemli oranda koruyor.
Ancak partisi CHP’nin Urfa’daki düşük oy oranına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu’nun da yüzde 45 oranında oy alabileceği ileri sürülüyor ki bu da az bir oran değil.
“Urfa’yı anlamak için bir hafta burada kalmak gerekiyor” demiştim, Urfa’daki arkadaşlarıma. “Urfa’yı anlamak için bir ay bile yetmez” diye karşılık vermişlerdi. Buradan yola çıkarak, Urfa seçimlerin sürpriz şehri, diyebilirim sanırım. Öyle anlaşılıyor ki seçime katılanlar son dakikaya kadar dikkatli bir şekilde çalışmak zorunda.
