İşçinin çalışma koşullarında esaslı değişiklik yapılabilmesi için yazılı rızasının alınması gerekir. Şirketin taşınması veya görev yerinin değiştirilmesi işçinin çalışma koşullarında esaslı değişiklik anlamına gelebilir ancak işçinin değişikliği kabul etmeyip kıdem tazminatı alabilmesi için aranan bazı şartlar bulunuyor. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç, soruları yanıtladı.
“Çalışmakta olduğum firma İstanbul’un Başakşehir ilçesinden Arnavutköy Deliklikaya bölgesine taşındı. Adres değişikliğinden dolayı tazminat alma hakkım bulunuyor mu? (İsmi saklı)
Bireysel iş sözleşmenizde veya varsa toplu iş sözleşmenizde gerektiğinde görev yerinin değiştirilebileceğine dair bir hüküm varsa iş yerinin taşınması dolayısıyla iş akdini haklı fesih yapamazsınız.
Sözleşmede böyle bir hüküm yoksa haklı fesih yapıp yapamayacağınız koşullara göre değişir. İş yerinin taşınması size ilave ulaşım masrafları çıkarmıyorsa, günlük yaşamınızı olumsuz etkilemiyorsa haklı fesih yapamazsınız. İşveren iş yeri taşınan işçilere taşınmadan kaynaklı sorunları giderecek şekilde kolaylık sağlamışsa, örneğin ulaşım için servis imkânı vermişse yine haklı fesih yapamazsınız.
Ancak, aynı büyükşehir sınırlarında olsa dahi iş yerinin taşınması nedeniyle ilave ulaşım masrafları ortaya çıkmışsa, işveren ulaşım konusunda kolaylık sağlamamışsa, işe gidiş geliş saatleri günlük yaşamınızı olumsuz etkileyecek boyutta ise haklı fesih yapabilirsiniz.
Yargıtay’ın bu konuda verilmiş muhtelif kararları bulunuyor. Örneğin İstanbul’un Avrupa yakasındaki Avcılar’dan aynı yakada bulunan Beşiktaş’a veya Avrupa yakasındaki Güngören’den Asya yakasındaki Çekmeköy’e nakledilen işçilerin iş akdini feshetmesini haklı buldu.
Ancak, Ankara merkezinden 70 kilometre mesafedeki Temelli’ye taşınan iş yerinin, taşınma sonrası servis koyarak ulaşım kolaylığı sağlaması nedeniyle işçinin haklı fesih yapamayacağına hükmetti.
2008 SONRASI İŞE BAŞLAYANLARIN KIDEM TAZMİNATI YAZISI
Sigortalı çalışmaya 31 Ağustos 2009 tarihinde başladım. Şu an 3.853 prim günüm bulunuyor. Daha önceki bir yazınızda 2008 yılından sonra çalışmaya başlayanların 4600 ile 5400 arasındaki kademeli prim gününü tamamlamaları halinde kendi istekleriyle işten ayrıldıklarında kıdem tazminatı alabileceklerini belirttiniz. Ancak, bilgi almak için gittiğim SGK merkezindeki görevliler böyle bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. Prim günümü doldurduğumda kıdem tazminatı almamın mümkün olup olmadığını anlamaya çalışıyorum. Yardımcı olursanız sevinirim. (Tuğba A.)
Sorunuza geçmeden önce genel bir hatırlatma yapayım. Yaş dışındaki asgari emeklilik koşullarını yerine getirerek kıdem tazminatı alma hakkı sigortalı çalışmaya başlama tarihine göre değişir.
8 Eylül 1999 ve öncesinde çalışmaya başlayanlar: 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 prim gününün birlikte sağlanması gerekir.
8 Eylül 1999 – 30 Nisan 2008 tarihleri arasında çalışmaya başlayanlar: 25 yıl sigortalılık süresi ve 4500 prim gününün birlikte sağlanması ya da sigortalılık süresine bakılmaksızın 7000 prim gününün tamamlaması gerekir.
30 Nisan 2008 tarihinden sonra çalışmaya başlayanlar: Bu gruptakilerin tabi oldukları prim günleri 4500’den 5400’e kademeli olarak çıkacak. 30 Nisan 2008 tarihinden 2008 yılı sonuna kadar çalışmaya başlayanlarda 4600 gün aranacak. Sonraki her yıl prim günü 100 gün artacak. Sigortalılık süresi ise aranmayacak.
Yaş dışındaki asgari emeklilik koşullarını yerine getirenlerin işverenden kıdem tazminatı alabilmesi için öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan yazı almaları gerekir. SGK’nın konuyla ilgili genelgesi 8 Eylül 1999 öncesi çalışmaya başlayanlar açısından netlik içeriyor ancak bu tarihten sonra çalışmaya başlayanlar açısından net değil.
Bununla birlikte, SGK, uygulamada tereddüt yaşayan birimlerin talep etmesi halinde tereddütte kalınan hususlarda görüş bildiriyor. Gerek 8 Eylül 1999 sonrası çalışmaya başlayanlar, gerekse 30 Nisan 2008 sonrası çalışmaya başlayanların kıdem tazminatı alabilmesi hususunda sosyal güvenlik merkezlerinden gelen talepler üzerine görüş yazısı gönderiliyor.
8 Eylül 1999 sonrası çalışmaya başlayanlar gerekli koşulları yeni yeni sağlamaya başladıklarından taşra teşkilatından bundan sonra daha çok talep olacaktır. Bu nedenle iç yazışmayla da olsa bilgilendirme yapılması faydalı olur diye düşünüyorum.
EYT’DEN EMEKLİLİK İÇİN EKSİK PRİM GÜNÜNÜ BORÇLANMAK AVANTAJLI MI?
4 Haziran 1981 doğumluyum. Askerliğimi kısa dönem olarak 2008 yılında yaptım. İlk SSK giriş tarihim 01.12.1998’dir. Toplam prim gün sayım 5683 ve 5975 güne tabiyim. EYT kapsamında emeklilik için 4 Haziran 2024 tarihinde yaş şartını sağlamış oluyorum ancak o tarihte primlerim 82 gün eksik kalıyor. Sizce askerlik borçlanması yapmadan 5975 günü tamamlayacağım 26 Ağustos 2024 tarihini mi beklemeliyim? Yoksa tüm askerlik borçlanmamı yapıp daha erken mi emekli olmam mantıklıdır? (Süleyman G.)
Mart ayında yürürlüğe giren emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesi ile 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı çalışmaya başlayanlar için yaş şartı kaldırıldı. Siz çalışmaya 18 yaşından küçük iken başladığınızdan 25 yıllık sigorta başlangıcınız 18 yaşını doldurduğunuz 4 Haziran 1999 tarihi sayılır. Buna göre, 25 yıllık sigortalılık süresini 4 Haziran 2024 tarihinde dolduracaksınız.
Eksik prim günlerinizi tamamlamak için bugünkü asgari ücret üzerinden günlük 142.08 TL ödersiniz. Alacağınız emekli aylığı en düşük 7.500 TL üzerinden bağlansa bile askerlik borçlanması yapmak daha avantajlıdır. Böylece haziran ayında emeklilik dilekçesi vererek 1 Temmuz 2024 tarihinden itibaren emekli aylığı almaya başlarsınız.
Askerlik süresinin tamamını borçlanmanıza gerek yok, sadece haziran ayı itibarıyla eksik kalacağını hesapladığınız gün kadar borçlanma yapmanız yeterlidir.”